Haber

Aydın Özer, Yerli Malı Haftası Örneğiyle Bütçeyi Eleştiriyor: “‘Herkes Yerli Malı, Memleket Malı Kullansın’ Derseniz Çocuklar Size Garip Bakacak”

CHP Antalya Milletvekili Aydın Özer, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’ndaki bütçe görüşmelerinde; Önümüzdeki haftanın Yerli Malı Haftası olduğunu hatırlatarak, “Çocuğunuza ‘Bugün yerli malı, memleketin malıdır, herkes kullansın’ dersen çocuk sana ne yaptığına bir tuhaf bakar. Çünkü artık ilkokuldaki çocuklar bile biliyor ki iğneden ipliğe ithalatı çok seviyorsunuz.” CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut, “Onbinlerce ziraat mühendisi, gıda mühendisi, veteriner, teknisyen, tekniker göreve hazır; seslerini duyun, randevularını verin” dedi; CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, “Çiftçinin mazotunu çaldınız, artık bu desteği vermeyin seneye verirsiniz” dedi. CHP Mersin Milletvekili Cengiz Gökçel, Türk çiftçinin kazanamayacağını belirterek, “Seradaki bu domatesin fiyatı 10 lira, bizim çiftçimiz 9 liraya satamıyor ama vatandaşlarımız 25 liraya marketlerden almak zorunda. lira.”

Milli Savunma Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ve bağlı kuruluşların bütçeleri Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda görüşülüyor. Tarım ve Orman Bakanlığı bütçesi hakkında konuşan CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut, şunları söyledi:

“Tarım Bakanlığı bütçesindeki müzakerelerde, ‘1.8 milyar liradan 54 milyar liraya 30 kat artırdık’ diyerek hep kıyasladığınız 2002’deki zirai takviyeleri 2002’deki takviyelerle övündünüz. Bunu örnek alarak şöyle bir örnek vermek istiyorum: Bakın 2002’de tonu 260 lira olan üreli gübrenin fiyatı bugün 14-15 bin lira yani 58 katına çıktı. ‘Bunları mı konuşuyorsun?’ Her fırsatta ‘Tarıma takviye yapıyoruz’ diye hava atıyorsunuz ama Tarım Kanunu’na göre bütçeden 186 milyar lira yerine 54 milyar lira taban ayırıyorsunuz ama biz Bakın bütçeden sadece 564 milyar dolar faize gidiyor.Ve 91 milyar lirayı da ihtiyatlı mevduata ayırıyorsunuz, bu Allah’ın bir lütfu mu, kalbiniz hiç sızlıyor mu?

Yine tarım ve hayvancılığı öldürdünüz, vatandaşı kuru ekmeğe muhtaç ettiniz, vatandaş bayat ekmek tüketir hale geldi. Ayrıca sizin döneminizde bir ilk yaşandı. Şuna iyi bakın Sayın Bakanım değerli milletvekilleri; Bu gördüğünüz peynirin fiyatı sizin döneminizde et fiyatını aştı, hatta fakiri ekmek peynirle doyurmaktan bile mahrum ettiniz; Allah’tan korkun, kuldan utanın!

“TARIMA RANDEVU GELECEĞE YATIRIM DEMEKTİR”

İktidarınız döneminde 137 milyar liralık tarımsal ithalat, 95 milyar liralık ihracat yaptınız; 42 milyar eksi bakiye veren Sayın Tarım Bakanı. Bakan, ‘tarıma atama’, ‘geleceğe yatırım’ demektir. Bu nedenle onbinlerce ziraat mühendisi, beslenme mühendisi, veteriner, göreve hazır tekniker, tekniker kümesi var; Çığlıklarını duyun ve randevularını alın. Tarım danışmanlarının giderleri ve KDV dahil asgari fiyatın altında olan yıllık 72 bin liralık fiyatı güzelleştirin.

Yine Sayın Bakanım son zamanlarda sık sık konuşuyorsunuz ve ‘Pamukta ve gübrede 76 lira olan mazot desteğini yüzde 257 zamla 271 liraya çıkardık’ diyorsunuz. Ancak dekara 1.600 TL mazot, gübre ve pamukta kullanılıyor ve bunun yüzde 15’ini bile karşılayamıyorsunuz. ÖTV ve KDV’yi çıkarmazsanız kaşıkla verdiğinizi kepçeyle geri alırsınız. Kimse merak etmesin, iktidara geleceğiz, bu sizin son bütçeniz, halkımıza, çiftçimize refah getireceğiz.”

UNUTULMAYAN YEREL FİNANSAL HAFTA

CHP Antalya Milletvekili Aydın Özer de eleştirilerini şöyle sıraladı:

“Maalesef önümüzdeki hafta Yerli Malı Haftası. Maalesef diyorum çünkü bugün çocuğunuza ‘Yerli malı, memleketin malıdır, herkes kullansın’ dersen çocuk sana bir tuhaf bakar. ne diyor çünkü artık ilkokuldaki çocuklar bile biliyor ki siz iğneden ipliğe ithal etmeyi seviyorsunuz.bir umut ‘Arpa isteyen tarlaya buğday eker’ dersem, şiir okumaya başlasam çocuk bakabilir. şimdi tarlalara beton dökülüyor diye üzülüp ağıt yakıyorlar, emek vermeden kazanmanın peşindeler.

“MİLLET KURU EKMEK YERSE AÇ OLMAZ DEDİNİZ BİLE”

Bakın burada diyoruz ki bu bütçe çocuğun beslenme çantasına 2 dilim ekmek koymasına bile yetmiyor, çocuklar aç diyoruz, karnımız tok, doyamıyoruz diyoruz; Yol diyorsun, köprü diyorsun. Hatta ‘insanlar kuru ekmek yerse aç kalmaz’ dediniz. Bu yüzden Yerli Malı Haftası’nda okula portakal, ceviz, pasta, börek bile götüremeyen, harçlık olmadığı için süt bile alamayan çocuklar öyle mi?

Çok değil, on bin yıl önce, yani AK Parti arabası, çamaşır makinesi ve buzdolabı keşfedilmeden önce, malumunuz insanlık mağaralarda yaşıyordu. Bildiğiniz gibi avcı-toplayıcılıktan tarıma dayalı yerleşik hayata geçiş, medeniyet tarihinde bir devrimdir. Çünkü insanlık sabahtan akşama kadar peşinden koştuğu besini bizzat kendisi üretmeye başlamış, yani insanlık doğa ile aktif bir katılıma imza atmıştır. İşte mevcut iktidarın 10 bin yıl sonra toprağın eksenini kesebileceğiniz şirin vatanında doğayla ortaklığımızı bitirmeye çalışması insanlık adına son derece üzücü.

“TARIMA KATKI YÜZDE 10’DAN YÜZDE 5’E AZALDI”

Bakın sadece yirmi yılda 3 milyon 113 bin hektar tarım arazimiz üretimden kalktı, Tarım ve Orman Bakanlığı’na göre 750 bine yakın çiftçimiz kayıt sisteminin dışında kaldı. SGK’ya göre 90 bin çiftçi BAĞ-KUR’unu ödeyecek geliri olmadığını belgeleyerek sigortasından vazgeçti. BDDK’ya göre çiftçi başına borç miktarı 134 kat artarak 950 liradan 127 bin liraya ulaştı. TÜİK’e göre tarımın ülke ekonomisine katkısı yüzde 10’dan yüzde 5’e geriledi. Kısacası toprağımıza doğan güneş, özgürce yağan yağmur; Cet tohumlarımız %100 garantili iş sağlarken ülkemize en çok geliri getirecek ve dünyayı kapımıza bağlayacak olan tarım şubemiz büyüyemeyecek kadar küçüldü. Sizce kim hatalı?”

CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu şunları söyledi:

“Tüm dünyada gıda fiyatları evet son bir yılda arttı, ortalama ne kadar arttı? Yüzde 13. Peki Türkiye’de neden yüzde 103 arttı? Bir zamanlar kendi olan ülkeyi nasıl çevirdiniz? -İthalatçıya yetecek mi?Sen 3 harfli marketlerle uğraşırken nasıl oldu?Türkiye Cumhuriyeti’nde gıda fiyatları 3 haneli rakamlara çıktı?Tarihte peynir fiyatı et fiyatını nasıl geçti? cumhuriyet tarihinde ilk kez nasıl oldu da yem fiyatı süt fiyatını geçti sizin döneminizde bir kaç aya et bulamayacağız et fiyatları altınla yarışacak neden?

Bakalım neden böyle oldu? Bütçe vermiyorsun arkadaş! 54 milyar lira bütçe veriyorsunuz; Faiz sahibine 10 katını veriyorsunuz, 565 milyar lira. Döviz korumalı mevduat hesap sahiplerine bu bütçenin 3 katını veriyorsunuz. Bunlar kaç tane? 150 bin kişi. Kaç tane çiftçi var? 2 milyon aile; 4 ile çarpın 8 milyon kişi için gördüğünüz buzağı desteği, gübre desteği, mazot desteği ne kadar? 54 milyar lira ama parmağını kıpırdatmadan 3 katını verebilirsin, 10 katını faiz sahibine verebilirsin. Bir de televizyona çıkıp ‘Gübre ve mazot takviyesini artırdık’ diyorsunuz.

“ZİRAAT BANKASI’NDAN KREDİ OLARAK DESTEK ALIN DİYORSUNUZ”

Aa bak geçen seneki ayçiçeği takviyesinden bahsedeyim: 37 lira mazot ve gübre takviyesi vardı, ‘Yüzde 95 artırdı’ diye böbürlendin; Geçen yıl çiftçimiz bu 37 lirayla 5,5 litre mazot alırken şimdi 4,5 litreye düştü. Çiftçinin mazotunu çaldınız, artık bu eki vermiyorsunuz, seneye vereceksiniz, ‘Git seneye alacağın desteği Ziraat Bankası’ndan kredi olarak al’ diyorsunuz. Çiftçi Ziraat Bankası’na gider, ‘Rekorun kırıldı’ derler Rekor kırdın arkadaş! Çiftçiye o kadar borçlandınız ki siz iktidara geldiğinizde çiftçinin 1 milyar olan borcu 258 milyar 700 milyon. Çiftçiye 258 kez ipotek verdiniz; ahırlar ipotekli, tarlalar ipotekli, traktörler ipotekli.

Yıllardır kanunlara uymadınız; Bu yıl 185 milyar vermen gerekiyordu, 54 milyar verdin. Bazları artırmıyorsunuz, çiftçi sürekli borç içinde ve 85 milyon gıda enflasyonunun altında inliyor. Taşra boşaldı, size nispetle gecekondular yarattınız, o gecekondulardan oy topluyorsunuz. İthalat durmuyor, ürettiğimiz ve üretebildiğimiz her şeyi ithal ediyoruz. Ya Türkiye yirmi yıl önce sorsaydı, buğday ithal etmem derdik, arpa ithal etmez derdik; nohut, mercimek, fasulye hepsini ithal ediyoruz. Yatırım yapmadınız, özellikle sulama yatırımları. Köyleri boşalttınız, oradaki insanları yaşlandırdınız. Tarım KİT’lerini özelleştirdiniz, yandaşlarınıza verdiniz, piyasadan çekildiniz. Bilgileri üretici ile bir araya getirmediniz; Ziraat mühendisi, veteriner, su ürünleri mühendisi, beslenme mühendisi atamadınız. 800 ziraat danışmanına maaş bile ödeyemezsin; Ayıptır, günahtır. Girdi piyasasında yani gübre piyasasında, yem piyasasında devlet yok; Çıktınız ama çıkış var çünkü bu son bütçeniz, şimdi geleceğiz.”

“AKP İKTİDARINDA TARIM VE ORMAN YOK OLUYOR”

CHP Mersin Milletvekili Cengiz Gökçel de hükümetin tarım politikasını şu şekilde eleştirdi:

“Tarımsal üretim insanlık için, insanımız için çok değerli ama AKP yirmi yıldır bunun farkına varamadı. AKP iktidarında ülkemiz tarımsal üretimde kendi kendine yeten bir ülke olmaktan çıktı, ithalatçı bir ülke konumuna geldi. AKP iktidarı tarım da orman da bir yıkım dönemi yaşıyor Ormanlarımız bir yıkım dönemi yaşıyor AKP’nin beceriksizliği yaktı Vatandaşlarımız ormanı söndürmeye çalışırken atanan bakan Cumhurbaşkanı’nın talimatını bekliyor ormanı söndür aferin sana orman köylüsü bakardı bizim orman köylüsü buradan gelir elde ederdi ormana o bakardı şimdi sen orman köylüsünü ormana sokma sen ormanı ihale ile şirketlere veriyor firmalar ağaçları kesiyor, kökünden söküyor, çalılarını kesiyor, ormanlık alanlarda çukurlar açıyor.Eskiden devlet ormanı korurdu şimdi orman Köyümüz korumaya çalışıyor AKP’den orman.

“SON 5 YILDA ORMANDAN AĞAÇ KESİMİ YÜZDE 70 ARTTI”

Ormandan ağaç kesimi son beş yılda yüzde 70 arttı, 29 kez Orman Kanununu değiştirdiniz. Daha dün Cumhurbaşkanı kararıyla 160 bin metrekarelik alan ormandan çıkarıldı. Ormanları maden şirketlerine bağışlıyorsunuz, talan ettiriyorsunuz. Yörüklerimiz hayvanları otlatmak için yayla ve mera bulamıyor. Göçebeleri yerinden ettin, onları yerinden ettin. Sen ormanları talan eden bir güçsün.

AKP’nin yirmi yıllık iktidarının sonunda vatandaşlarımız et, süt, yumurta ve peynir alamıyor. Çiftçilerimiz her geçen gün üretimden uzaklaşıyor. Ayakları yere değmemiş bakanlar, insanın ağzına bakarak tarımı yönetmeye çalışıyor. Tarım bakanlarının derdine çare bulmak yerine, Recep Tayyip Erdoğan’ın derdine nasıl hayran kalınır. Çiftçiler traktörlerine mazot, gübre, yem alamıyor, elektrik parası ödeyemiyor. Mersin’deki üreticim suya para veremiyor, suya para veremiyor. Tarımsal girdi enflasyonu son bir yılda yüzde 138’in, tarım ÜFE’si ise yüzde 163’ün üzerine çıktı. Çiftçinin borcu 250 milyar lirayı geçti. Takibe alınan çiftçinin borcu 3 milyar lirayı buldu. Bu rakamlar krizin itirafı, çöküşün resmi, AKP’nin özetidir.

“MALİYETİ 10 LİRA ÇİFTÇİ 9 LİRAYA SATIYOR”

Bakan seçilmişler arasında değil, atanmışlar arasında olunca aklı sahada değil, sarayda olur. Sevgili dostlar, ülkemizde çok acı bir gerçek var: Bu yıl 2,5 milyona yakın süt sığırı kesime gitti. Bunun ne anlama geldiğini biliyor musun? Anne gitti, dana da gitti. Hayvanlar anne karnındaki yavrularıyla birlikte katledildi. Canım yanıyor ey Bakan o sahneleri gördüysen, üzülmediysen insan olarak diyecek bir şeyim yok. Ne yaptığını bilmiyorsun. 122 ülkeye ihraç ettiğimiz patates, soğan, limon, domates ve salçanın, çiftçi hasat edip para kazanacağı zaman ihracatını yasakladınız. Narenciye ihracatına katkıyı kestiniz. Bu domatesin seradaki maliyeti 10 lira, çiftçimiz 9 liraya satamıyor ama vatandaşlarımız 25 liraya marketlerden almak zorunda.

Burada AKP’ye bir teklifim var: Çiftçiye destek olun, piyasalara saldırmak yerine maliyetleri düşürün ki vatandaşlarımız sebzesini, meyvesini, yumurtasını evinde alsın.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu